25 Nisan 2009 Cumartesi

Yorumsuz...


(24.04.09)

Aşık atışması

(24.04.09)

Oyun dönemine giriş

Ve ilk oyunlar başladı. Artık devamı gelir.(24.04.09)

23 Nisan 2009 Perşembe

Defne gerilim filminde

Defne bu yaş itibari ile TV izlemesi yasak olmasaydı, izleseydi ve izlediği gerilim filmi olsaydı ne olurdu? Aşağıda bunun için hazırlanmış bir simülasyon çalışmasını Defne uygularken izlemektesiniz.

Ellerin serbestisi

Eller kış aylarının eldivenlerinden kurtuluncaaaaa...


Defnenin sarmalanmış olduğu içi pembe dışı mavi olup ablamla beni de büyütmüş olan örtü tamamıyle Defne'nin anneanesinin elinin emeği. Örtünün üzerindeki, hayvan çiçek vb. figürlerin heps annem tarafından elleriyle işlenmiş. Bakıldığında her seferinde bende hayranlık yaratıyor. En son Defne için yapmış olduğu battaniyenin kalitesi bu eski battaniyenin -eskimiş olmasına rağmen- kalitesinin yerini tutamıyor, onun yumuşaklığına kavuşamıyor. Örtünün en önemli özelligi: bir tarafının pembe bir tarafının mavi olması. Nedeni: Yapıldığı dönemde -sene yaklaşık 1975- tıbbın cinsiyeti belirleyecek kadar ileri olmaması -en azından yaygın olmaması- nedeniyle gelecek çocuğun cinsiyetine uygun tarafın kullanılacağı düşünülerek fonksiyonel olarak hazırlanması.

12 Nisan 2009 Pazar

Al sanaaaaaaa...

Yandaki fotodaki yüz ifadesine de ayrıca dikkat çekmek isterim.(10.04.09)

Yapılan hareketler Defne Durukan'ın hür iradesiyle gerçekleştirilmiş olup, ikinci fotoğrafta elim fonda sadece görünmektedir. Yapılan hareketle hiç bir bağlantım bulunmayıp, elim sadece dikkat çekme amaçlı fotoda yer işgal etmektedir. Kamuoyuna önemle duyurulur.(10.04.09)

Banyo sonrası görüntüsü

7 Nisan 2009 Salı

3. ayda

3 ay ve sen...

Bize göre algıların bir bebekten beklenmeyecek biçimde yüksek, görüş alanın net, tepkilerin belirgin, konuşma yolunda emin adımlarla ilerliyorsun. Ama seni tam da incelememiş olan doktorun bu yaştaki çocukların konuşamayacağını yada bizim seni konuşturma yolundaki çabalarımıza tepki veremeyeceğini söylüyor ki bizce öyle değil. Olabilir mi bilemiyorum tabi ama doğumunun 3. gününde gülen bir fotoğrafın var. (Tamam yüzünde gülüşten ağlamaya, ağlamadan gülmeye geçen çok hareketli bir ifade vardı ama bence bu bile bir mucize). Şu anda 2. ayındasın ama agu diyor hatta agularını değişik versiyonlarda söyleyebiliyorsun. İlk günden itibaren bakışların bizi takip ediyor. Hatta küvözde yanımıza ilk geldiğinde bizi takip edebiliyordun. Ondan sonra da bu takip olanca hızı ile kendini geliştirmeye devam etti. 5. günde doktora gittiğimizde Serdar Abi "aman kızım da teyzesine bakıyormuş" dediğinde yok canım artık o kadar da değil bu yaşta görür mü dedi doktorun, ama öyle değil işte. Herkese aynı muameleyi yapmamalı, sen bal gibi takip ediyorsun, görüyorsun. Geçen gün de tepkileri size değil demiş ama bal gibi bize işte.

Neler söyleyebilirim senle ilgili olarak.. Immmmmmm... Evet, çok güzel bir bebeksin. Ama sanırım bu sadece bize ait olduğun için böyle gelmiyor. Bu bir gerçek. Genellikle annen veya senin için doktora gitme niyetiyle dışarıya çıkıyorsunuz. Son günlerde de baharın gelişiyle arada hava almak amacıyla Yeşilköy Rönepark'a. Bu gezmeler sırasında genellikle hemşirelerden çok güzel bir bebek olduğun yönünde tepkiler alıyorsun. Tabi sadece hemşirelerden değil. Geçen gün anneni doktora götürürken seni ana kucağında uyurken gören karşıdan gelen genç bir çocuğun yüzünde sana bakarken anlık bir tebessüm belirdi.

Her geçen gün daha çok hareketleniyorsun. Bir kere uyanık olduğunda mümkün değil ki hareketsiz olarak durup olduğun yerde uyuyasın yada bakasın. Mutlaka birinin kucağında uyumak zorundasın ve korkarım bu kişiler oturamaz, aksi takdirde başlıyorsun ağlamaya. Seni uyutmak için herkes kendince bir yöntem geliştirmiş durumda. Annen emzirebiliyor oturduğu yerde ama, tabi doyana kadar. Eğer emerken uyumazsan başka yöntemler denemek zorunda. Deden salonda bulunan resime bakarken seni uyutma yöntemini buldu, anneannen kucağına emzirme yastığını alıp seni onun üstünde emzirir gibi tutup sallayarak uyutma yöntemini buldu. Ben biraz gezdirip, biraz dans edip, biraz da sallanan koltuğunda sallayarak seni uyutabiliyorum. Ama her zaman uyumuyorsun tabi. Annene bu noktada hayranlıkla bakmamak mümkün değil. Çünkü bazen sabahtan akşama uyumuyorsun ki bu da 5 kilo civarındaki seni bütün gün kollarında tutmak demek ve örneğin ben en fazla 30 dk taşıyabiliyorum. Bu arada seni uyutmada kullandığımız yardımcı araç zekanı geliştirmek amacı ile alınmış olan klasik ritmik fon müzikleri. Annen zekan gelişsin diye bu müzikleri çalarak seninle kucağında dans ediyor ve sen, bu dans sonunda uyuyakalabiliyorsun çoğunlukla.
Başkaaaaaaa... Dakikada 20 mimik hızıyla mimik değiştirebiliyorsun. Fotoğraf albümündeki fotoğraflar şimdiden binli rakamlara ulaştı.Sadece mimik değil, aynı zamanda tipindeki değişim de çok fazla fotoğraf şovu yapmana neden oluyor. Doğumundan beri kilo açısından dolayısıyla tip olarak ciddi bir değişim geçirdiğin söylenebilir.

Senin için kitaplar aldık. Fiziksel gelişiminin yanında kişilik gelişiminde de yanlışlar yapmak istemediğimiz için kitaplar alıyoruz, okuyoruz, araştırıyoruz.
Kişisel olarak gelişmen, kendine güvenli olman için, her seslendiğinde yalnız hissetmemen için, o an kendini güvende hissetmen için yanına koşuyoruz, sana dokunuyoruz, bizi hissetmeni sağlamaya çalışıyoruz. Seninle konuşuyoruz, gözününü içine bakıyoruz, konuşmalarına daha doğrusu çıkardığın seslere(ama bize her an konuşacakmışşın yada bilinçli sesler çıkarıyorsun gibi geliyor ki ben bu konuda ısrarcıyım) anında ve olumlu tepkiler vermeye çalışıyoruz. Sanki çıkardığın sesler her geçen gün bir öncekinden daha gelişmiş çıkıyor. Annen bu konularda ustalaştı iyice. Uyku düşkünü olan ablam yatarken bir ses çıkarsan anında yanında bitiyor. O kadar küçüksün ve birisine bağımlısın ki, ablam tüm sorumlulupunu üzerinde hissediyor. Adeta seninle uyuyor, seninle gülüyor, seninle NEFES ALIYOR. Tüm bu çabalar senin iyi bir insan olman, iyi bir hayat yaşaman için.

Yaklaşık 2,5 ay önce hayatımıza girmiş olmana rağmen tarafımızdan nasıl bir kabullenilmedir bu? Dün "özledim yaaa" dedim ablama oysa daha bir önceki gün görmüş olduğumu farkettik konuşurken. Dün sabahtan kendi şahsi işimi yapınca,ortam değiştirince çok uzun zamandır görmemişim gibi geldi heralde. Her günümüz seninle olunca böyle bir bağımlılık normal tabi.

Bakalım büyüyünce neler olacak?

5 Nisan 2009 Pazar

Fark var

Soru: Aşağıdaki iki resim arasındaki en temel farkı bulunuz(04.03.09)



Cevap: İkisinde de baba ve kızın tepkileri aynı, ikiside farklı yoöne bakmalarına rağmen bir mi hissediyorlar ne?

Son versiyonlar

Babası ve Defne'nini birlikte son versiyonları (04.03.09)
"Babacım, öpmene bayılıyorum ama sinek kaydığında"
Şirine ve babası " tam yerleşemedim ondan rahatsız görünüyorum, aslında burası çok rahat"

Sarılmak




Nasıl güzel sarılıyor, inmedi kucağımdan, belimi ağrıttı ama değdi doğrusu (04.03.09)

Defne'nin beresi

Teyzesinin elinin emeği, gözünün nuru (27.03.09)

Güneş banyosu

Defne güneş banyosunda (30.03.09)

O dudaklar


"Çok tatlıyım, güzelim, şekerci mi babam benim?"

Defne'nin el boyutu


30.03.09 tarihi itibari ile hemen hemen 34 yaşındaki annesinin eline referansla Defne'nin el boyutu


Bu da 24.04.09 tarihi itibari ile 37 yaşındaki baba eline referansla Defne'nini el boyutu

Defne'nin ayak boyutu



28.03.09 itibari ile 2 aylık Defne'nin ayak boyutu 31 yaşındaki teyzesinin eline referansla yukarıdaki resimde görülmektedir