21 Temmuz 2009 Salı

Defne'nin devam siteleri

Defne'nin blogunun ağırlaşmaması icin açılmış yeni bloglara sağ tarafta bulunan blog arşivinin altında yer alan Defne günleri devam sitelerinden ulaşabilirsiniz.

Dalgınlık

Gozleri sabit bakışlarla bakıyor. N'apsan ayıramıyorsun. Sanki dünyanın yükü omuzlarında. Nihayet, beyin gelişimini olumsuz etkilemesin diye izlettirmediğimiz televizyon dalgınlığını alıyor (20.06.09)

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Konu gün batımıydı

1. Gün batımı konulu fotograf calısmasına başlanır.ilk deneme: başarısız.
2. Deneme çekimi 2:başarısız
3. Fotoğrafçının açısını değiştirelim belki pozu yakalarız. Nafile, çocuk yine makineye bakıyor. Babayla gün batımı fotoğraf çalılşmasından eser yok. Deneme 3: başarısız






4. Poz çekeceğiz ama çocuk bırak poz vermeyi huzursuzlanmaya başladı. Arka arkaya gelen deklanşörlerin eserlerinden biri bu fotoğraf.











5. İşler çığırından çıkar. Gün batımı pozundan eser kalmamıştır. Bir deklanşör basımı daha boşa gider.
6. Oyuncuyu sakinleştime çabaları. Deklanşör basımı bir poz yakalar, ama bu kez yakalanan poz gün batımı konusundan uzakta kendi konusunu yaratmıştır.
Final: Gün batımını yakalayamayan yönetmen "Defne ve babasının sevgi seli" konulu fotoğraf çalışmasına başlar ve tek deklanşörde başarıyı yakalar. (18.07.09)

Küçük Hüsamettin

(18.07.09)

Adab-ı muhaşeret kuralları

Kural 1: Herkesin yanında öyle sere serpe yatılmaz küçük hanım(18.07.09)


Kural 2: Kız dediğin az usturuplu olur. Öyle yarı çıplak pişmiş kelle gibi durmaz insan yanında tatlım beniiiiiiiiiim (18.07.09)

Banyo sonrasından

Defne ve göbeği

Nur yüzlüm açık hava uyku seansında

Günün spesiyalitesi ilk oyuncaklardan

İlk başta her şey normaldi. O sadece bir oyuncaktı opnun için(10.06.09)
Sonra dikkatini çekmeye başladı (10.06.09)
İnsanoğluydu o da. Aklına düşmüştü bir kere. Denemeliydi. Bakışlardan belliydi. Artık onu kimse durduramazdı.(10.06.09)
Denedi ve oyuncağın yenmeyeceğini görmüş oldu. Öyle ya her kuşun eti yenmezdi (10.06.09)

Neşeli günler

Uğraştık, çabaladık, sonu kusurlu da olsa o mimiklerin, gülüşlerin, seslerin hepsini bir filmde topladik. Ama o da ne tüm bu çabalar sonucunda kamera yamuk çekim yapmamış mı? Peki kamerayı kim tuttu dersiniiiiz: "Hayır, Serdar Ağabey, olamaaaaaaz"

Örümcek kız görevde

Örümcek kız düz duvara tırmanıyor(10.07.09).
Ağını atmaya hazırlanıyor.(10.07.09).
Tehlikeyi seziyor ve ağzından salgı bırakıyor(10.07.09).

Ela gözlü, ay yüzlü kız




(01.06.09)

Merak

Ne merakmış ama! Her defasında dönüp bakıyor odadan gelen sese doğru.Saydım 33 sn'de tam 8 kez bakmış(20.07.09)

10 Temmuz 2009 Cuma

Hareketlerdeki gelişim 2

Elleriyle ayaklarını tutmaya başladı ne demek? Bir, iki haftadır ellerinin desteği ile ayaklarını yemeye başladı:)

2 Temmuz 2009 Perşembe

Hareketlerdeki gelişim

Elleri ile ayaklarını tutmaya başladı. Bunun haricinde son bir kaç haftadır sadece bir yönde dönebilirken artık hemen hemen her yöne dönebiliyor. Yalnız bırakmak iyice tehlikeli bir hal almaya başladı. Yatağın en ortasına koysanız, geldiğinizde uca kadar gitmiş olduğunu görüyorsunuz. 2 gün önce yazlıkta 2. katta odasında yatarken ve biz aşağıdayken sık sık kontrolke giden annesi tarafından yatakta yan vaziyetten yüz üstü dönerken yakalandı. Yatarken dönmesin diye yanına yastık koymamıza rağmen yüz üstü dönmeyi başarmış. Boğulmasın diye sık kontrol etmek gerekiyor. Ablam sık sık kontrol edip, tedirgin olmakta haklıymış. Keşan yolunda arabada giderken de aniden boğulurcasına öksürmeye başladı. Kendi tükürüğünü yutamamıştı. Hemen doğrulttuk. Defne büyüyor, tehlikeler artıyor.

Defne'nin damak tadı

Şimdilik anne sütüyle besleniyor Defne. Ama tadımlık lezzetler de veriyoruz ağzına. Örneğin annesi hastanedeyken ilk havuç verdik doktor tavsiyesi ile. Ve gün boyu reddettiği hazı bebek maması yerine verilen havucu afiyetle yedi. Geçenlerde muz yalattı annesi ve onu da çok sevdi. Hatta geçenlerde muhallebi verdi annesi ve yine onu da çok beğendi. Ama sütü yetmediği için 1-2 gün önce şeftalili bebek maması vermişler. Onu yüzünü buruşturarak almış ağzına ve pek beğenmemiş. Veriler bizi kesin yargıya götürmüyor ama iki varsayıma ulaşmamıza neden oluyor. Birinci varsayım Defne tatlıları seviyor, ekşileri sevmiyor şeklinde. İkinci varsayıma göre ise Defne el yapımı, taze ve sağlıklı yiyecekleri seçiyor, ama hazır mamaları yemiyor şeklinde. Tabi bir bebeğin bu kadar kuvvetli, damak tadı olmasına ihtimal veremediğimden Defne'nin tatlıları sevdiği seçeneği daha ağır basıyor.

Defne'nin lakapları

Dedesi tarafından "dünyanın en güzel kızııııı" olarak çağırılan Defne Durukan'a yine dedesi tarafından bugün bir lakap daha eklendi "Silk & cashmere". Silk & cashmere değildir de nedir dedi. Doğru yumuşacık bir teni var. Bu arada ben genel olarak "tatlıııııım" diye annesi de "kujuuuuum" diye sesleniyor. Lakap takma konusunda kimse babamın eline su dökemiyor. Bakalım zaman daha neler getirecek Defne'ye.(02.07.09)

Havuz (yalancı) sefası

Eh Yayla'ya gelmişken ve Defne'yi denize sokmamışken, en azından bir havuz keyfi yaptırmadan geri götürmek olmazdı. Bunun için bahçeye şemsiye dikildi, havuz olarak unutulmuş olan havuzun yerine leğen kullanıldı, su ılıştırılıp leğene eklenerek şemsiyenin altına konuldu, yalancı havuz(leğen) sırtını acıtmasın diye havlu yerleştirildi, Defne bezine varıncaya kadar soyuldu ve havızın ılık sularına bırakıldı. Defne kendini banyo yapma pozisyonunda hissettiği için mi,daracık bir leğen içine hapsolduğu için mi, bahçeyi yadırgadığı için mi bilinmez, yüzünde memnuniyet ifadesi belirmedi ve havuz sefası 3 dk ile sınırlı kalmış oldu ve bir daha sokulmamak üzere havuz macerası son bulmuş oldu. Bakalım 2. bir havuz yada direkt deniz denemesi kaç yaşındayken gerçekleşecek.(01.07.09)


Bandana modası

İlk şehirlerarası seyahat

23.06.09 itinbariyle Defne ilk şehirler arası, dolayısıyla ilk uzun yolculuğunu yapmış oldu. İstanbul-Edirne (Keşan-Yayla) arasında yaklaşık 4 saat sürdü yolculuğumuz. Bu seyahate ait foto aşağıdabulabilirsiniz. Bu arada kanaatimiz şu ki, bebekle gündüz seyahat yapılmamalı ve eğer uzun bir seyahate çıkacaksanız ana kucağının altına destek konulmalı, aksi takdirde beli ağrıyor.

Fotoğraf makinesine ilgi

Fotoğraf makinesini yaklaştırdığınızdaki heyecana bakın(23.06.09)

18 Haziran 2009 Perşembe

Emekleme çabaları

Defne'nin ilk emekleme çabalarını bugün keşfettik. Bazen tek ayağının, bazen iki ayağının üstünde poposunu kaldırıyor. İlgili video hemen aşağıda (18.06.09)

17 Haziran 2009 Çarşamba

Defne desteksiz yan uyumayı öğrendi.

Yanına kendi kendine dönüp boğulmaması için yastık konulan Defne kendi başına(desteksiz) yan uyumayı öğrendi(16.06.09).

Neşeli Günler


Banyo sonrası halleri


(17.06.09)

15 Haziran 2009 Pazartesi

Mutlu son

Ablam nihayet hastaneden bugun çıktı. Defne'nin yüzü bugün öğleden beri biberona alıştığı için gülmeye başlamıştı. Akşam anne ve babasına kavuşunca mutluluğu tam oldu.Bu mutluluğu gösteren bir tabloyu annesi ilaç dolayısıyla emziremezken, emzirme görevini babanın üstlendiği bir anda aşağıdaki fotoğrafta yakalamak mümkün.(15.06.09)

Ice Ice Baby by Ebru Özdener Durukan

Defne'nin ritm duygusu seviyesini ölçebilen ve en yüksek puanı kazanmasına neden olan şarkı Ebru Özdener Durukan yorumuyla karşınızda. Minik Defne bu şarkıda hem ritmi yakalıyor hem de olağanüstü bir eforla gülücükler eşliğinde tempo tutuyor.

Bebek depresyonu

13.06.09'da süt annen gelinceye kadar aç kalmayasın diye biraz zorlama ile yedirdiğim sütler sonradan üzerimde vicdan azabının oluşmasına neden olduğu ve çocuklar üzerindeki zorlamanın kişilik oluşumunda sorun yaratabileceği aklıma geldiği için araştırmalara giriştim tabi internetten ve kitaplardan. Bulabildiğim her bilgi, mamanın hiç bir şekilde zorlama ile yedirilmemsi gerektiği yönünde oldu tahmin ettiğim gibi. Bunu okuduktan sonra(sadece 1 günlük zorlama yapılmış oldu) aç kalmanı göze alarak hiç bir şekilde zorlamadık. Tabi bu arada netten araştırırken bebek depresyonu diye bir bilgiye de rastlamış oldum. Bebeklik döneminde meydana gelen anne ayrılığının çocuklar üzerinde yarattığı psikoloji ile ilgili olan bebeklik depresyonu ayrılık sürecinin uzaması ile bebek üzerinde kalıcı hasarlar bırakabiliyormuş. Bizim sende gözlemlediğimiz olabilmesi muhtemel depresif hallerin huysuzluk, huzursuzluk, yemeyi reddetme, mızmızlanma şeklindeydi. Bu bilgi ve gözlemlerin ardından anneni görmen için hastaneye götürdüğümüzde annenin yüzüne bakmadın, eskiden gözlerini ayırmadığın annenle göz kontağı bile kurmadın. 5 dk sabit bir yerde durmadın, huzurla durduğun kucakta huzursuz durdun, durduk yerde hiç bir şey için zorlanmamana rağmen ağzını büzdün durdun her an mama verecekmişiz gibi. Sadece 3 günlük bir ayrılığın üzerinde yarattığı tahribat bu yöndeydi. Ertesi gün için doktor randevusu alarak hastaneden ayrıldık. Tabi akşam mama yeme ve uyutma faslımız yine işkenceye dönüştü. Az yedin, zor uyudun. Sen de haklıydın seni teselli edecek bir meme bulamamıştın. Bugün nihayet doktora gittik. Zorlamamamızın iyi olduğunu süylemiş doktor, nasılsa acıkınca yiyecekmişsin. Anneye de küsebilirmişsin. Sanırım bunların geçmesi için biraz zaman geçmesi gerekecek. Ha bu arada reçetene süt anneye devam yazdı doktorun. Neyseki az önce ablamdan telefon geldi. Kanında amip çıkmamış. Süt vermeye devam edebilirmiş. Sanırım hızlı atlattık sıkıntılı dönemi.
Şu anda ne mi yapıyorsun tam uykuya dalmak üzereyken 70 gr mama yedin ve ardından derin bir uykuya daldın anneanne ve dedenin odasında.(15.06.09 öğlen suları)

Süt annem ve kankam

Ablamın rahatsızlığının devamı ile Defne'nin anne sütü alamadığı ve ardından mama yeme çabalarının zorlamalı seanslara dönüştüğü noktada Ümran Kiraz anne yetişti imdadımıza süt annesi olarak. Cumartesi akşam (13.06.09) gelip ertesi gün akşam gittiler. Tabi Defne'de bu arada 3-4 parti anne sütü (süt anne sütü) almış oldu. Biz Ümran-Ekrem çiftinin kızı Özden'i Defne'nin kankası olacak zannederken süt kardeşi olabileceği hiç birimizin aklından geçmemişti tabi ki. Çok sıkıntılı bir zamanda çocuğunun sütünün bir kısmını ayırarak, hatta Defne'ye de sütü yetsin diye Özden'e de mama vererek fedakarlık yapan Ümran'ın bu hareketinin cennetlik olduğunu düşünüyorum. Defne'ciğim şimdiden uyarayım Ümran'ın olabilme ihtimali olan oğlu bu andan itibaren dünya ahiret kardeşindir. Özden ise zaten şimdiden süt kardeşin.

12 Haziran 2009 Cuma

Defne dolusu gün

Bugün annen rahatsız olduğu ve hastanede kaldığı için anneannenlerde kaldın. Bir önceki gece annen rahatsızlığından dolayı bizde kaldı ama geceleyin 2 kez hastaneye gidilip gelindiği için sen ve ben (teyzen) hariç ev ahalisi genel olarak uykusuz kaldı. Bunun üstüne ertesi gün tüm gün annen hastanede kalınca sana bakma görevi anneannen ve bana kaldı. Malesef annen ilaç aldığı için anne sütü alamadın (malesef 3 gün daha alamayacağın haberini dedn getirdi ve bu haber üzerine anneannen ve ben şok olduk -yazdıklarımı okuyunca nedenini anlayacaksın-)ve bunun yerine ilk kez bebek maması almak durumda kaldın. Ama tüm gün sadece 5 kere alabildiğin bu mama yeme işlemi tüm günü dolduran 5 seanslı profesyonel bir işe dönüştü. Bu vesile ile senin ne kadar inatçı ve dirençli olduğunu test etmiş olduk. Küçücük bedeninle iki koca insanı tüm gün üzerine odakladın ve 5 ayrı seanstan oluşan ve 5 ayrı gün gibi uzun gelen bu tek bir günün konusu sadece mama yemen üzerine oldu. 1. mama yemende zorlandın, 2.sinde de zorlandın ama daha az zorladın. Bu gidişattan yola çıkarak 3,4,5. seansların kolay olacağını düşünmekle hata etmişiz. "Küçücük bebek hiç mi alışmaz, her seferinde mi aynı direnci gösterir?" şaşılacak durum doğrusu. Tam bir savaş gibi olan her mama seanslarımız, öncesinde 1 saatlik bir ağlama, biberonu itme, mamayı ağzında biriktirip dışarı atma gibi direnişlere ardından bithap düşen bedeninin mücadeleye kendini bırakmasıyla benim ellerimden (itiraf etmeliyim ki annemle beraber seni yorduk, ama mamayı verme aşamasında çevik davranan ve mamayı verme şerefine nail olan kişi ben oldum ve tabi buradan yola çıkarak çok güzel çocuk baktığım söylenilmeye başlandı. Ne kurnazım di mi :) ?)bineronu dudaklarınla kavraman ve kafaya dikerek mücadeleye yenik düşmenle son buldu. Uzun zamanıdır bu kadar fiziksel efor sarfettiğimi hatırlamıyorum. Neticede zor da olsa, yorulduktan sonra uykuya dalma aşamasında da olsa, karnın çok acıkmış da olsa bebek mamasını yemiş oldun ilk kez bugün.(12.06.09)

6 Haziran 2009 Cumartesi

Bahar gezintileri

Bahar geldiğinden beri ara ara parka çıkıyoruz. Artık güneşli havadan mı, havadaki oksijen miktarından mı, kuş cıvıltısından mı, yoksa görüş alanımın ev gibi dar bir mekandan çıkıp çok degişken büyük bir mekana kaymasından mıdır bilmem uykuya yenik düşüyorum. Nasıl da tatlı geliyor anlatamam. Yine böyle bir günde uyurken resmim çekilmiş. Ardından teyzemle parkta şöyle bir turladık ve yine tüm maşallahları topladım. Maşallah bana.(03.06.09)

5 Haziran 2009 Cuma

Dönüş egzersizleri

26.05.09 tarihi itibari ile Def'ne kendi kendine dönmeyi başardı. Sırt üstü yattığı yerde sol tarafından sağa doğru dönebilmeyi başarmış durumda. İlk etapta sol kolu altında kalıyordu, şimdi onu da altından kurtarabiliyor. İlk videoda bu başarının hemen ardından gelen egzersizlerden birini görmektesiniz.
Hemen aşağıda ise kendi kendine başarmış olduğu bu hareketi arka arkaya yaptıktan sonra geldiği durum mevcut.

22 Mayıs 2009 Cuma

Solaklık belirtileri

Anneanne ve dedenin elini kullanman konusunda teşhisleri var. Bu teşhise göre solaksın. Verilen eşyaları sol elinin kapsadığını gözlemlemişler. Bakalım ileride zaman neyi gösterecek?
Bu arada bugün "Gel Defne gel gel gel" laflarına duyarsız kalmadığını, ellerini kollarını heycanla hareket ettirdiğini ve hatta becerebildiğin ölçüde atıldığını da söyleyebiliriz.

10 Mayıs 2009 Pazar

Defne'nin hallerinden bazıları

Defne'nin
"bilmeeeeeem hali"
Defne'nin
"pışııııııık hali"

Babaannem ve ben

(23.04.09)
(23.04.09)

Büyük amcam Erdal Amcamın ziyareti

(23.04.09)
(23.04.09)

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Toprakla ilk buluşma

Başroller:
Askı ve türevleri:dede Ünal Özdener ve diğer aile fertleri;
Asılan giysi:Defne'nin giysileri;
Askılık:Defne Durukan
Dolap: Defne'nin bebek arabası
Gıcırtı: Defne'nin ağlaması veya mızıldanması
Mekan: Yeşilköy Rönepark
Konu: Yaşlı askı asılan giysileri eğreti bir şekilde tutarak askılığın toprakla buluşmasını sağlar. Bu buluşma; askılığın toprakla ilk buluşması, asılan giysileri ilk kez giyerek dışarı çıkmasıdır. Askılık dışarıdaki zamanını dolabında yatarak geçirir. Arada çıkardığı gıcırtılar üzerine dolabından çıkarılarak askı ve türevleri tarafından havalandırılır.

Askı, asılan giysi ve türevlerden biri (06.05.09)

Askı, asılan giysi, askılık(06.05.09)